Sezen Aksu ve Onno Tunç’un önderliğinde hazırlanan SEVGİLİYE albümüyle Türkçe Pop Müziği’nde çığır açan önemli bir isim: Aşkın Nur Yengi. 25 yıllık albümü SEVGİLİYE’den yola çıkarak ona hem Sezen Aksu’yu hem son dönemdeki müzik çalışmalarını sorduk.
Röportaj: Murat Renay
Bu röportaj Gzone Dergi Temmuz 2015 Sayısında yayınlanmıştır
Aşkın Nur Yengi’yi “Sevgiliye” albümüyle tanıdık. Bu albümün hazırlıkları nasıl geçti? O zamanlar kariyerinizin en başlarındaydınız? O günleri anlatabilir misiniz?
90’lı yıllarda önce Sezen Aksu vokalistliğiyle başlayan hikayem, artık bu kadar iyi bir sesin bir albümü olup herkes tarafından dinlenmesi gerektiği düşünülmesiyle “Sevgiliye” isimli albümünü hazırlamaya kadar gitti. Çeşitli uluslararası yarışmalarda var olan birinciliklerden dolayı bir çok insan beni zaten tanıyordu. Buna ek olarak, ben bir stüdyo şarkıcısıyım.Türkiye’de bir sürü jingle’ı seslendiren şarkıcılardan biriyim. Bu etken de benim “Sevgiliye” albümüme hazırlık yapmamda önemli avantajlar getirdi. Stüdyo şarkıcısı olmak mikrofonla olan ilgiyi daha kolaylaştırıyor. Dolayısıyla daha rahat şarkı okuyabiliyorsun. Şansıma o albümde o kadar güzel ve önemli şarkılar bana denk geldi ki, gerçekten Türk Pop Müziği’nde arşivlenecek albümlerden biri olarak kaldı. Aslında benim albüm yapma niyetim yoktu. Ben vokalist olmayı, bu işin mutfağında yer almayı çok seviyordum ama alnıma yazılmış yazı Türkiye’de önemli yerlerde olmak ve ardı ardına bir çok albüme iyi imzalar atabilmekmiş.
Pek çok kişiye göre bu albüm Türk Pop Müziğinde yeni seslerin, çeşitliliğin başlangıcını müjdeleyen bir albüm oldu. Sizce neden?
Nilüfer’den 15 sene sonra çıkan yeni bir isme ait ilk Türkçe Pop müziği albümü olarak “Aşkın Nur Yengi-Sevgiliye” albümü gerçekten büyük ilgi gördü ve yeni sesler adına iyi bir başlangıç oldu tabi ki. İyi ki de öyle olmuş. Çünkü bu albümün akabinde dünya müziklerini takip eden bir sürü yeni arkadaşımız piyasaya girdi. Ben de o albümle çıtayı başka bir yere taşıyabildiysem gerçekten Türk Pop Müziği adına mutluyum. Kendi adıma da bu konunun öncüsü olduğum için sevinçliyim.
Ama bir şeyi de unutmamak lazım ki, şu anda günümüzde inanılmaz yoğunlukta yeni seslerimiz var. Olması gereken şey bu zaten. Hiçbir zaman hayatta tek olmak diye bir şey yok. Müzik de böyle bir şey. Müzik evrensel lisan. Dünya döndüğü sürece her şey yenilenmeye ve değişmeye endeksli olmalı.
Sezen Aksu’yla müzikal ortaklığınız sonraki albümlerde de devam etti. Onunla çalışmak, Türkçe Pop müziğinin 90 sonrasındaki büyük isimlerinin çıktığı mutfaktan çıkmak nasıl bir histi?
Sezen bizim kıymetlimizdir. Hepimize el veren, varlığındaki bütün bilgileri müzikal donanımını diğer aktarabilen kıymetli bir müzisyendir. Sevgili Onno Tunç’la birlikte çok güzel şeyler piyasaya çıkardıkları dönemde o konuda en şanslı olan isimlerden biri bendim. Tabii ki Onno Tunç’un müzikal donanımı hepimize büyük faydalar getirdi. Hem sahne üzerinde hem stüdyo aşamalarında gerçekten onun profesyonel alanda varlığından faydalandık, daha doğrusu birçok şeyi o öğretti bize. Sonraki yıllarda Sezen ablayla bir sürü şeyler yaptık ama bizim ilişkimiz herhangi bir ticari maksatla gelişmedi. Bir anne-evlat ilişkisiyle ilerledik. Çünkü ben onunla çalışmaya başladığımda 12-13 yaşındaydım. Şu anda düşünüyorum da ben 12 yaşında kızımın böyle bir piyasaya girmesine müsaade etmezdim. Ben konservatuar öğrencisiyim. Müzik köklü öğrenildiğinde daha keyif veren bir konu.
Sezen’le ilişkimiz bir arkadaş bir yoldaş ve bir sırdaş olarak devam ettiği için benim hislerim çok daha farklı başkalarına göre. O her zaman benim gönlümün kraliçesidir ve hepimizin dünyasında gerek arşiv, gerek müzik, gerek sevgi olsun, her anlamda kıymeti farklıdır.
Türkiye için ve Türkçe Pop müziği için nasıl bir isimdir Sezen Aksu. Biraz anlatabilir misiniz?
Sezen bence yazdığı şarkı sözlerinde hayatın içindeki gerçekleri yaşadığımız en dip köşe duyguları, insan kulağına insan kalbine taşımış bir söz yazarıdır. Müziği de öyledir. Ben onun o kullandığı dili çok seviyorum. Ben bayılıyorum onun o konudaki yeteneğine. Çünkü iyi ve sağlıklı düşünen bir insandır. Kendi de bu duyguları bire bir yaşadığı için yaşamda ezber bozan bazı şeyleri bilir ve günlük hayattan birbirimize çekindiğimiz kelimeleri, yüzümüze, kalbimize vura vura anlatan bir söz yazarıdır.
90’lardan bugüne başarısını sürdüren nadir sanatçılardansınız. Özellikle 2000’lerden itibaren sizi daha az görmeye başladık. Bu bilinçli bir karar mıdır?
Aslında çok önemli bir nedeni yok. Ben iyi müzik yapmayı ve doğru şarkılar seçmeyi seven bir kadınım. 2000’lerden sonra da albümler çıkardım. Kemik kitlem beni her zaman takip etti. Türkçe Pop’ta pastanın dilimleri çoğaldı. Önceden 10 kişiysek bugün 1010 kişiyiz. Dolayısıyla beste bulmak artık zorlaştı. Ve paranın sözünün geçtiği bir dönemdeyiz. Yani hit şarkı söylemeyen ama bir besteye 100.000 TL vermeyi vaat eden arkadaşlarımız var. Aslında burada en önemli görev besteci ve söz yazarlarına düşüyor. Şarkısını iyi bir yorumcunun seslendirmesi mi, yoksa “parayı verdi benim için şarkıcı önemli değil” demek mi? Bunu bizim değil onların karar vermesi gerekiyor. Dolayısıyla eskisine nazaran piyasada daha az yer alma sebebim aslında seçicilik. Zaten şu an televizyon dünyasına bakarsanız, müzik programı yok, kendimizi anlatacağımız yerler yok. Müzik kanallarında salt başarı değil parasal şeyler konuşulmaya başlandı. Bunlar beni uzaklaştıran şeyler oldu. Benim gibi düşünen birçok sanatçıyı uzaklaştırıyor. Çünkü sen uğraşıp didinip, en küçük ayrıntısını düşünüp yaklaşık 2-3 sene hazırlanıyorsun, arkasından öyle bir şey karşına çıkıyor ki, “bastır parayı seni 1 numara yapayım” deniyor. Bunlar müzik adına sağlıklı gelişmeler değil. Ancak bunu yapan 3-5 kişi yüzünden işini ilkeli ve dürüst yapanları da hedef göstermiyorum. Ben her zaman bu konuda hassasiyetleri olan kişileri tercih ediyorum. Adımın hala zikrediliyor olup 90’lardan beri şarkılarımın her alanda söyleniyor olmasının sebeplerinden beri işimi doğru yapmış olmaya gayret etmemdir.
Yeni albüm çalışmalarınız ne durumda? Önümüzdeki günlerde Aşkın Nur Yengi cephesinde bizi neler bekliyor?
Önümüzdeki günlerde, eylül ayında, 3 senenin süzgecinden geçmiş iyi bir albümü sizlere sunuyor olacağız. Dediğim gibi, şarkı ve beste bulmanın zorluklarını yine yaşadım ve sıklıkla yaşıyorum. Ancak bu albüm, bir süre için belki de son albümüm olacak. Ben de bundan sonra single çalışmalarıyla ilerleyeceğim. Çünkü bu kadar ciddi bütçeler ayrılan albümlerin satışlarının korsandan dolayı çok düşük olduğu için bu paraların asla geri dönmüyor olması hem sanatçı hem yapımcıyı kötü etkiliyor. Yeni albümde çok güzel isimler var: Soner Sarıkabadayı, Ayla Çelik, Erhan Bayrak, Erdem Kınay, Gülşen ve Gökhan Tepe. İnanılmaz keyifli ve farklı bir albüm olacak. Benim için çok farklı lezzetlerin bir araya geldiği bir albüm oldu. Tarz olarak benden biraz farklı arkadaşlarla çalıştım. Müzikal olarak artık denemeler yapma zamanımın geldiğini düşünüyorum. Tabii ki albümde arşivlik ve ben kokan şarkılar da var ama 2-3 tane farklı tarz şarkılar da olacak. İnşallah çok sevilir ve ekip olarak bunca zaman çalışmamızın karşılığını alırız.
AŞAĞIDAKİ BUTONLAR ARACILIĞI İLE GZONE DERGİ TEMMUZ 2015 SAYISINI İNDİRİN.
Temmuz #Sezenizm sayımızı aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz.
Bu sayımız Android ve IOS platformlarına 6 Temmuz günü akşam saatlerinde yüklenecektir