Türkiye’nin en büyük eşcinsel yaşam ve kültür dergisi GZone’un Trans Farkındalık Ayı için özel hazırladığı #translarvardır Kasım 2015 sayısının kapağında Türkiye’nin sanat alanında son dönemde en öne çıkan trans ismi Ayta Sözeri var.
Albüm, konser ve şiir çalışmalarında gösterdiği başarılarla adından sık sık söz ettiren sanatçı Can Bonomo, tarihsel imgeleri ve kişilerin aklında ‘geçmişe ait’ eserleri; ‘şu ana ait’ ögeler ile birleştirdiği sergisi ‘Anachronismus’ geçtiğimiz ay sanatseverlerden büyük ilgi gördü.
En sevdiğimiz erkek vokallerden biri olan Can Bonomo’yu, sergisi vesilesiyle Kasım sayımıza konuk ettik.
İşte, 11 Kasım Çarşamba günü çıkan dergimizdeki röportajdan bir kısım:
-Eserlerinizde dijital baskı, illüstrasyon, yağlı boya, duvar boyası gibi görsel sanata ait bir çok farklı malzeme ve tekniği bir araya getiriyorsunuz. Teknik ve malzemelerin sanatçıyı kısıtlandırdığını mı düşünüyorsunuz?
Sanat zaten form olarak mimesis kavramı üzerine kuruludur. Mimesis de taklit anlamına gelir. Doğayı herhangi bir formda taklit ettiğimiz zaman elimizde bir sanat eseri olmuş olur. Bunun içinde çeşitli malzemelere ihtiyaç duyarız. Malzemeler hiçbir zaman hayal gücünü yüzde yüz olarak yansıtmamızı sağlayamaz evet ama dolayısıyla sorunuzda haklılık payı var. Öte yandan o yüzde yüze ne kadar yaklaşıp yaklaşamadığımız icra ettiğimiz sanatla aramızda olan profesyonelliği temsil eder.
-Türkiye’de özgürlüklere değinecek olursak. Kendinizi icra ettiğiniz sanat dallarında ne kadar özgür hissediyorsunuz?
Memleket kadar özgür hissediyorum.
-Birçok LGBT hayranı olan ve Dünya çapında LGBT’lerin hayranlık duyduğu bir sanatçı olarak, sizin kariyerinizde LGBT’nin etkisi ne oldu? LGBT hayranlarınızla iletişiminiz nasıl?
LGBT olan hayranlarımla olan iletişimim LGBT olmayan hayranlarımla iletişimim aynı. LGBT’nin benim kariyerimdeki olan en onulmaz faydası üniversite dönemi boyunca ev arkadaşımın eşcinsel olmasıydı. Onun perspektifi ve onun eleştirileriyle sanata yaklaşımım ve bakış açım genişlemiş oldu.
-Türkiye’deki LGBT hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de bir LGBT hareketi olmak zorunda olması beni üzüyor. Ben insanları, insan olarak değerlendirip tanımayı tercih ediyorum. İnsanların dini, dili, ırkı, cinsiyeti kimseyi ilgilendirmemeli, ki bu da ütopik bir Türkiye’ye delalet ediyorsa LGBT hareketini bir icracı olarak bende destekler yani onların selahiyeti için elimden geleni yaparım.
Bu röportajın tamamı GZONE DERGİ’NİN “TRANSLAR VARDIR-KASIM 2015 sayısında
BU SAYIMIZI SAYISINI AŞAĞIDAKİ BUTONLAR ARACILIĞI İLE ÜCRETSİZ OKUYABİLİRSİNİZ..