Birer doz kavga, polemik, basitlik ve skandal alalım: “Dünden Bugüne ŞOKOPOP”
(arka fonda Lisa – Love is Like an Itching in my heart eşliğinde)
Merhabalar, burası Türkiye’nin en büyük LGBTİ+ Kültür ve Yaşam Dergisi. Bu sayımızda kavga, polemik, basitlik ve skandalları tarihin ön ve arka odalarındaki diğer gerçekliklerle harmanlayıp bizlere sunan Şokopop Youtube Kanalı ve bu kanalın bugünlere gelişinden söz edeceğiz.
Eğer hazırsanız hız kesmeden yazımıza başlayalım.
(arka fona bu sefer The Flirts – Passion gelir)
Şokopop 2018 yılında ilk olarak Kan Davası: Gülben vs. Seren videosuyla yayına başladı. Elbette bu başlangıç onun için bir milattı. Şokopop’un motivasyonunu daha iyi anlamak için öncelikle milattan öncesini öğrenmemiz lazım. Ortaokul zamanlarından itibaren (yani kendini bildikten hemen sonraki yıllar) kendisinde bir magazin merakının başladığını söylüyor. Ancak aile evinde yalnızca Cumhuriyet gazetesi alınır, büyük bir ciddiyet içinde yaşanırmış. Bu yüzden dönemin magazin dergileri Şamdan olsun Pasha olsun, bunları hep gizlice eve getirir ve yine büyük bir gizlilik içerisinde okurmuş. Böylelikle içinde arşivci bir ruh yeşermiş. Ancak toplum baskısı içindeki magazin aşkından dolayı onu bir süre(büyükçe bir süre) utandırmış.
Daha sonra kariyeri için yurtdışında okuyup Türkiye’ye geri döner dönmez mesleğini icra edebileceği bir iş onu bulmuş ve dediğine göre “ayda 100 video montajlayabilen” bir kurgucu haline gelmiş. İşini yaptığı sırada mobbing birçoğumuzu olduğu gibi profesyonel iş yaşantısında Şoko’yu da bulmuş. Mobbing, maalesef ülkemizde özellikle de LGBTİ+ bireylerin sıkça uğradığı bir olgu. Hayatında yıllar geçerken unutamadığı bir aşkı var: “Arşivci Magazincilik” Bakıyor ki çalıştığı sektör aslında bu işi yapmasına uygun; o da kanal ve içerik listesini hazırlayıp Kendisini iş yaşantısındaki mobbingten koruyan müdürüne “pitch ediyor” ancak “niş bir iş” olduğunu düşünen müdür, risk almak konusunda biraz çekingen davranıyor.
(burada mac jr. – Elephant Song giriyor devreye)
Ama ailesinin ve terapistinin baskılarına dayanamıyor ve aşk yaşadığı işi yapmak üzere kanalı açıyor. Risk almak konusunda çekingen davranan tek kişi müdürü değil, Şokopop da aslında “belki bu iş tutmaz” diyerek yüzüne geçiriveriyor maskeyi. Tabi maske takmasının tek nedeni bu değil, aynı zamanda dosyalarına konu ettiği yüzler arasında bir de kendi yüzünün olmasıyla çok fazla ön planda kalacağını ve bu yüzden konunun dağılabileceğini de düşünüyor.
Yazının başında belirttiğimiz gibi, ilk başta Gülben ve Seren’in kan davası ile başlıyor. Ulaşabildiği tüm kaynak ve arşivler ile elindeki bilgileri “check ederek” bir kurgu haline getiriyor. Şokopop, Gülben ve Seren kan davasını inceleyedurduğu bir sırada Petek Dinçöz ile ilgili bir video hazırlamaya başlıyor. Zamanında görenlerin bileceği “Petek Dinçöz’ün Engellenemeyen Yükselişi ve Önlenemeyen Düşüşü” adlı videoyu yayınladıktan sonra diğer videolarının ve hatta Petek Dinçöz’ün o dönem çıkardığı yeni şarkısının da önüne geçmesi, üzerine eski mevzuların diğer başrolünün de bundan rahatsız olması sebebiyle sindirilmeye çalışılıyor. Part halinde yayınladığı Gülben Seren kan davası videoları telif nedeniyle kanalından kaldırılıyor ve bir kez daha Youtube’dan böyle bir ihlal uyarısı alırsa kanalının kapanacağı gerçeğiyle tehdit ediliyor. İhlalden kasıt Amerikan telif yasasına göre arşivlerden yalnızca “bir kısmını” videosuna ekleyip kurgu oluşturması, ki aslında Şokopop bu işi de Amerikan telif yasasına göre uygun bir biçimde yaptığını dile getiriyor. Tüm engelleme çabaları ve tehditlere rağmen Petek Dinçöz videosunu kaldırmayan Şokopop’u bir gün Petek Dinçöz’ün şimdiki eşi arıyor ve “gayet kibar bir dille” bu videoyu kaldırmasını rica ediyor. Şoko bu videoyu kaldırmaya razı, çünkü başkasının özel hayatını darmaduman etmek gibi bir isteği yok. Yakın arkadaşlarının da fikir ve tavsiyelerini aldıktan sonra “Mor Çatı Derneği’ne” bağış yapılması şartıyla videoyu kaldıracağını söylüyor. Bu bağış yapılıyor ve video da yayından kaldırılıyor. Çünkü her şey “izlenme” demek değildi.
(Sıradaki arkafon parçası Giorgio Moroder – Chase)
İlk bir seneye yakın tüm işi kendisi yapan Şoko, daha iyi içerik ve ekip desteği adına yine Youtube’da faydalı içerikler üreten 140journos adlı kanal ile işbirliğine giriyor. Bu işbirliği ilk olarak 140journos’un kanalında Şokopop videoları tarzıyla duyuruluyor. Ardından o sıralar Şoko’nun tek başına devam ettiği Bir Bacının Anatomisi: Seda Sayan dosyasının final part’ı ve 2019 Gelecek Geldi videosu, Yılbaşı Özel ve Gizli Dosyalar: Bi’ İlhan İrem Vardı dosyaları çıkıyor. Çok verimli bir iş ortaklığı olmasına rağmen 2019 Mayıs Ayında kendi isteğiyle ayrılarak kendi ekibini kurmaya karar veriyor. Şokopop’un vazgeçtiği sadece 140journos değil, bu ortaklığı kurmadan önce, yani kendi yağı ile kavrulurken freelance çalışmaların ödemelerini almakta zorlanması ve maaşı-çalışma saatleri iyi bir iş teklifi alması sebebiyle o işi kabul ediyor. Ancak bir ay gibi kısa süre çalıştıktan sonra “bu böyle gitmez” ve “Şokopop’a vakit ayıramıyorum” diyerek gül gibi işini bırakıyor ve kanalın hayran kitlesi için “kutlu davasından” vazgeçmiyor.
Şokopop kanalının hayran kitlesi gün geçtikçe artadursun, magazini kötüleyen elit(!) zümrenin tepkilerini ve magazini sevdiği için aşağılandığı zamanları asla unutmuyor ve verdiği bir röportajda “Benim Hayatımın ilk 18-20 yılını cehenneme çevirdiniz. Kendi ilgilerimden utanır halde yaşadım. Sizlere sizin anladığınız tonda içerikler ile bunları buluşturunca mı barışmış oluyoruz? Sizler kim olduğunuzu çok iyi biliyorsunuz!” diyerek aslında hala bir parça geçmişe sitem ederek kırgınlığını belli ediyor. Bu verdiği röportajda aynı zamanda “Serpil Boncuk Productions” sırrını ve ekranda beliren tatlı kedinin kendi kedisi olduğunu da söyleyerek bir şekilde hayvan sever olduğunu belirtmekle birlikte geçmiş yıllar magazininin aslında hayatının birçok alanında ilham kaynağı olduğunu da ifade etmiş oluyor(Boncuk adlı kedisine verdiği ikinci isim olan Serpil; Seren Serengil, pardon Ceren Cerengil’in Nefret isimli kitabında Gülben Ergen’e taktığı isim).
(sırada Company B. – Fascinated)
Günler aylar geçtikçe yeni dosyalar yeni videolar çıkaradursun, videolarında kullandığı ve Şokopop ile bütünleşmiş olan şarkıların telif durumu yüzünden direkt olarak Youtube üzerinden para kazanamıyor. Ancak hangi iş olursa olsun, sürdürülebilir olması açısından ekonomik ayağının ve finansal desteğin iyi kurgulanması lazım. Bu sebeple marka işbirlikleri ve final partları “partiler” eşliğinde kutlayarak bir nevi “premiere” yaparak gelir modeli oluşturulmuş durumda. Şokopop’un anlattığına göre bu gelir modelleri önemli olmasına rağmen henüz ciddi gelirler elde edemiyorlarmış. Elbette hepimizin bildiği bir gerçek var ki kapitalist düzende ayakta kalmak istiyorsanız kapitaliniz çok ve güçlü olmalı.
Geçmişten günümüze Şokopop’un tüm videolarında ortak bir yön var; geçmiş zamanların tarihçesi şeklinde hazırlanması ve bilinen olaylar ile bağlantısı olabilecek siyasi konjonktür değişimlerinin de olayların bağlanması. Verdiği birçok röportajda (röportaj yapan kişinin bilgi-kültür deneyimi ve meslek profesyonelliğine göre) aldığı eğitimlerin hiç boş olmadığını, aynı zamanda bunların üstüne kendini de yetiştirdiği ve en önemlisi “sorgulama-doğrulama” yetilerinin olduğu anlaşılıyor. Bu birikimini içeriklerine yansıttığında çok konuşulması ve “Enes Batur’ların kraliçeliğini yaşadığı bir platformda” bir su birikintisi olarak konumlanması oldukça doğal.
Ve yine geçmişten günümüze diğer içeriklerine ek olarak Pride Haftası Özel Videoları, Hande – Demet kan davası, Yıldız – Sezen kan davası, magazin tarihinin en retorik sorusu “Ne dedin sen ha? Ne dedin sen?” tarihçesini de hazırlayarak daha çok konuya ışık tutuyor ve bu proje daha uzun yıllar devam edecek gibi duruyor. Meraklı takipçilerinin sorularına yanıtsız kalmayarak, sırada Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Banu Alkan gibi yeni dosyalarının olduğunu da müjdeliyor.
Biz 2020 yılından ümitliyiz, bu söylediklerine ek olarak “Bir Divanın Anatomisi: Bülent Ersoy” tadında Şoko-Belgesel’i de izleyeceğiz.
Basitlik ve Sevgiyle
(düşünmeden uğra bana, kapım açık hala sana, ayrılığın vurdu aya, yansıdı odamın duvarına, uyan UYAN U Y A N)
Deniz Su Tiffany
