GZone Dergi Yaşam yazarlarından Deniz Su Tiffany, biseksüel olduğu söylenen ancak bu konuda kendisinin hiçbir beyanı bulunmayan, edebiyat dünyasının önemli bir ismini, Virginia Woolf’u kaleme aldı. İşte “Doodle’lara konu olabilmiş bir feminist: Virginia Woolf” başlıklı bu yazı…
Feminizm ve edebiyatı birlikte düşündüğümüzde aklımıza gelen sembol isim hiç kuşkusuz Virginia Woolf’tür. Gerçek feminizmin LGBTİ mücadelesi ile dirsek temasında olmasından yola çıkarsak Virginia Woolf bizim için de “kim olduğunu öğrenmemiz gereken” bir dehadır. GZONE ekibi olarak bu ay sizlerle Virginia Woolf’ü “kısaca” buluşturuyoruz. Yazıya başlamadan önce (bilmeyenler için); Doodle, Google Arama Motoru’nun özel günler ve Dünya’ya iz bırakabilmiş özel şahısların özel günleri için oluşturulan bir “Google sembol varyasyonudur.” Doodle’lar, Google sembolünün o günün anlam ve öneminin ahengine uyum sağlamış halidir.
Virginia…
Virginia Woolf 19.yy sonları ile 20.yy başlarında yaşamış bir yazardır. Ancak yazar olması başarılı bir öğrenci olmasıyla gelişen bir özelliği değildi. Yaşadığı zamanlarda kız çocuklarına uygulanan eğitim eşitsizliği sebebiyle okula gidememiş, babasının çabalarıyla, onun kütüphanesinde kendini geliştirmiştir. Deyim yerindeyse rüştünü ispatlamak için 1895 yılında bir gazetede kısa hikâyelerini yayınlatır. Babasının ölümüyle 1904 yılında Bloomsbury kentine taşınır ve 1912’de Leonard Woolf ile evlenir. Evliliğinin ardından eşinin açtığı yayınevinde eserlerini yayınlatmaya başlayarak hayatının seyrini değiştirmiştir. Çok sayıda kitap yazan Woolf’ün en çok ilgi gören kitabı 1929 yılında yazdığı deneme “Kendine Ait Bir Oda”dır. Bu kitabı en çok şu alıntıyla hatırlamak mümkündür; “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş bir zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın…” Woolf, feminist mücadeleyi döneminin en etkili silahlarından olan “kalemiyle” veriyordu. Bir mücadele aşkı ile yazdığı kitaplar, amacı ve duygu yoğunluğu olduğundan ötürü günümüze kadar ulaşmıştır.
Cinsel Kimliği Hakkında Söylenenler
Her insanın cinsel kimliği, bunu açıklayıp açıklamadığı kendi özelidir. Ancak söz konusu göz önünde olan başarılı biri ise “meraklar” da bir o kadar artıyor. Virginia Woolf ile ilgil olan konu, onun biseksüelliği ve bir erkek ile evliyken kendisi gibi yazar olan bir kadınla yaşadıkları “gizli” aşk oluyor. Vita-Sackville-Wesr adındaki yazar da aynı Virginia Woolf gibi evliydi. Virginia’nın eşinin bu ilişkiye izin vermesinin ardından “edebiyat soslu” aşklarını yaşamaya başlamışlar. Ancak yaşadıkları aşkın gizli kalmasının sebebi İngiltere’nin toplumsal homofobisi değil, Virginia Woolf’ün kitaplarını yayımlayan yayınevinin lezbiyenliğe karşı sert duruşuydu. Her ne kadar bu aşkın derinliğini anlatan mektuplar var ise de taraflardan hiçbirinin biseksüel olduğu ile ilgili bir beyanı yok.
Ölümü
Virginia Woolf’ün ölümünün “ömrünün yetmesi” ile alakası olmadığı, birçok edebiyatçıda var olduğu söylenen çeşitli psikolojik rahatsızlıkların getirdiği buhranlar sonucu ceplerine taş doldurarak Ouse Nehrine kendisini bırakmasıyla gerçekleştiği söylenebilir. Birçok kez intiharı denediği bilinse de ölmek istemesinin sebebinin, kendisini ilk zamanlardaki kadar yetenekli görmemesiydi. Yeteneğini kaybetmiş olduğunu düşünerek yaşadığı korku, maalesef ölümüyle sonuçlandı.
Nisan 2018 GZone Dergi içeriklerine aşağıdaki dergi kapağımızı tıklayarak ulaşabilirsiniz.