HAFTASONU KAÇAMAKLARINIZ İÇİN BULGARİSTAN’DAKİ YAKIN ROTA: SOFYA

GZone Dergi Seyahat yazarı ve Kolaygezi.org blog yazarı Can Ateşsaçan, Nisan 2018 sayımız için geçen ay başladığı “Yakın Noktalardaki Kaçamak Rotaları”na Yunanistan’dan sonra Bulgaristan’ı ekliyor. İşte bu yazı:

Bulgaristan’ın başkenti olan Sofya, bize hem mesafe hem de kültürel olarak yakınlığı ile kısa bir hafta sonu kaçamağı için bile tercih edilebilecek bir şehir. Ki hatta 23 Nisan ya da 1 Mayıs tatillerinden biri için hemen plan yapılabilir bile.

Vitosha Dağı eteğine kurulmuş şehirde birçok Türk eserine, tanıdık gelebilecek mekanlara ve tabii ki komünist dönem hatıralarına rastlamanın mümkün olduğu şehirde iklim ılıman olmakla birlikte, Temmuz – Eylül arası tatil için en uygun zaman olabilir.

Sofya’ya havayolu, tren veya daha da keyiflisi karayoluyla ulaşmak çok kolay. Gerçi tren seferleri eskisi gibi sağlıklı olarak gerçekleşmiyor olabilir ancak eminiz ki tren yolculuğu da bir o kadar keyiflidir. İstanbul’dan Sofya’ya aktarmasız olarak şimdilik sadece Türk Hava Yolları ile ulaşabilmenin dışında, otogardan her gün hareket eden Alpar Turizm’e ait otobüslerle de oldukça ekonomik bir şekilde, 7-8 saat gibi bir sürede ulaşabilmek mümkün. Kendi aracınızla seyahat etmek isterseniz (tabii bu seçenek için uluslararası geçerliliğe sahip birkaç tane belgeye sahip olmanız gerekmektedir) Kapıkule sınır kapısından geçtikten sonra, Yunanistan yolları kadar geniş ve rahat olmasa da akıcı bir yol sizi bekliyor. Sağlı sollu yeşilliklerle çevrili bu yolda bolca TIR ve kamyonla karşılaşacaksınız. Yol üzerinde Plovdiv’de (Filibe) mola verebilir, bu güzel küçük ama güzeller güzeli şehri de görebilirsiniz.

Sofya geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen, şehrin merkezi yürüme mesafesinde rahatlıkla gezilecek bir büyüklükte. Şehir merkezinde farklı bütçelere hitap edebilecek birçok konuklama imkanı var. Vitosha Bulvarı yakınında bir otelde konakladığınızda tüm gezilecek yerlere yürüyerek ulaşabilmeniz mümkün. Şehirde ayrıca toplu taşıma aracı olarak yaygın bir şekilde tramvay, troleybüs ve metro da kullanılıyor.

Sveta Nedelya Kilisesi ile Borisova Gradina Parkı arasında uzanan Vitosha Bulvarı, şehrin en hareketli noktası. Trafiğe kapalı olan cadde üzerinde mağazalar, oteller, birçok kafe ve ara sokaklarda da bar ve kulüpler yer alıyor. Günün her saati hareketli olan cadde, akşam saatlerinden itibaren dışarı atılan sandalye ve masalarla açık hava bir eğlence mekanına dönüşüyor.

Oldukça büyük bir alana yayılmış olan Borisova Gradina Parkı, içinde Kardeşlik anıtı olarak da bilinen dev bir komünizm anıtı, bir stadyum ve büyük bir kongre merkezi barındırıyor. Vitosha Dağının her zaman kar kaplı zirvesini de bu parktan izlemek mümkün. Eğer kendi aracınızla gidecekseniz, Vitosha Dağı’na çıkıp, bu doğal güzelliği de keşfetmek de bir alternatif.

Özenle korunarak milli park haline getirilmiş bölgede birçok yürüme parkurunun yanı sıra dinlenme alanları ve manzara seyir terasları da bulunuyor. Oldukça geniş bir çeşitliliğe sahip parkta birçok canlıyı doğal yaşam ortamında görebilmeniz de mümkün. Kayaların yuvarlanarak oluşturduğu taş nehirler de oldukça ilginç. Aracınız yoksa, Sofya’da çok ucuza araç kiralamak veya otobüsle Vitosha Dağı’na ulaşmak da mümkün.

Vitosha Bulvarı’nın aksi yönünde ise ortaçağdan kalma Boyana Kilisesi ve Mimar Sinan eseri olan Kadı Seyfullah Efendi Camii görülebilir. Sofya’nın her köşesinde Bizans’tan, Türklerden ve Romalılardan kalma eserlere rastlamak mümkün. Şehrin tam merkezinde yerden oldukça yüksekte bir kolon üzerinde bulunan, bir elinde baykuş diğer elinde ise bir defne yaprağı tutan St. Sophia anıtı da yine bu bölge üzerinde bulunuyor. ‘Barış’ı simgeleyen bu siyahlar içindeki heykelin görüntüsünü biraz ürkütücü bulmanız olası.

Şehrin sembollerinden biri olan ve en çok turist çeken nokta ise Alexander Nevski Katedrali. 1912 yılında yapımı tamamlanmış ve farklı bir mimariye sahip katedralde 12 adet çan bulunuyor. Ortodoks dünyasının en büyük katedrallerinden biri olan bu yapı 1877-1878 yılları arasında gerçekleşen Osmanlı-Rus Savaşı’nda hayatını kaybeden Rus askerlerinin anısına yapılmış. Hemen bu katedralin yakınında yer alan St. Sophia Kilisesi ise Sofya’nın en eski kilisesi (14. yy) olup 1999 yılında yeniden ibadete açılmış. Kilisenin zemin katında yer alan tarihi eserleri ufak bir ücret ödeyip görebilmek mümkün. Renkli ve Kremlin Sarayı’nı andıran farklı mimarisiyle hemen dikkatinizi çekecek olan Rus Kilisesi de yine bu bölgede yer alıyor.

Katedrale yakın bir mesafede bulunan Ulusal Sanat Galerisi, Doğal Tarih Müzesi, Kraliyet Sarayı ve Parlamento Binası da görülmesi gereken yerler arasında. Yine katedralin önündeki parkta, akşam saatlerine kadar açık ikinci el ve antika eşya pazarı kuruluyor. Pazarda ilginç parçalar bulmak mümkün. Pazarın ayrıca resim sanatçılarının da eserlerini sergiledikleri ve sattıkları ayrı bir bölümü var.  Aralık ayı içerisinde gidecek olursanız bu parkta gece yarısına kadar açık bir de Christmas market bulunuyor. Sıcak şarap eşliğinde Bulgar lezzetlerini denemeniz için iyi bir fırsat.

Şehri gezip acıktığınızda ise, farklı alternatifler bulabilirsiniz. Ara sokaklarda irili ufaklı cafe ve restoranlarda her damağa uygun lezzet sunuluyor. Alışveriş için ise çok hareketli bir şehir olduğu söylenemez. Yine de Vitosha Bulvarı üzerinde ve merkeze biraz uzak alışveriş merkezlerinde tüm ihtiyaçlar karşılanabilir. St. Sophia heykeline oldukça yakın Maria Louise Bulvarı’nın üzerinde yer alan Central Sofia Market Hall’de bulunan Bulgar mezeleri, şarküteri ürünleri ve pizzacılar da oldukça lezzetli ve ekonomik bir alternatif oluşturuyor.

Sofya’nın eğlence hayatı ise oldukça hareketli. Akşam saatlerinden itibaren sokaklar daha bir kalabalıklaşıyor. Çoğu mekan sabahın ilk saatlerine kadar açık. Vitosha Bulvarı çevresindeki mekanlarda hoş vakit geçirmek mümkün. Ayrıca Sofya, ilgisi olanlar için casinoları ile de ünlü ve sadece casino için bile şehre gelen turistler var. Eğer şansımı deneyeyim derseniz casinoya girerken mutlaka pasaportunuzun yanınızda olması gerekiyor aksi halde kapıdan geri dönmeniz mümkün. Birkaç kez şans yüzünüze güldükten sonra makineleri bırakmak daha da güçleşiyor, o yüzden aman dikkat!

Gitmesi kolay, ucuz ve sakin bir şehir olan Sofya, kısa sürede hem eğlenip hem de yeni bir şehir görmek isteyenler için güzel bir alternatif. Kışın kayak turizmi için Bansko, yaz aylarında gidenler için ise Varna ve Burgaz diğer alternatifler arasında.

İyi tatiller…

Nisan 2018 GZone Dergi içeriklerine aşağıdaki dergi kapağımızı tıklayarak ulaşabilirsiniz.