HANGİ AMERİKALI GRUBUN SOLİSTİ GEZİ ZAMANINDA TANIŞTIĞI TÜRK KIZINA AŞIK OLDU?

Hürriyet’ten Tolga Akyıldız’ın yaptığı röportaj, ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı. Meğer Amerikalı Zach Condon’un grubu Beirut’un Türkiye’yle ilgili ilginç bir anısı varmış. Gezi protestolarının başladığı sıralarda tesadüfen İstanbul’da olan Zach Condon, o dönemde tanıştığı bir Türk kızına aşıkmış. Grubun son albümünde ise Kadıköy sokaklarını anlatan ‘Fener’ adlı bir parça var. 

İşte röportajdan o bölüm:

ki yıl önce İstanbul’da çaldığınızda konser tıklım tıklımdı; sağanak bir yağmur vardı ve herkes dans ediyordu. O geceyi nasıl hatırlıyorsun?

İlk aklıma gelen; sahnede elektrik çarpmasına dair yaşadığım korku! Ortam; dediğin gibi çok güzeldi ve yağmur yağdığı için önce üzüldüm. Ancak sonra bunu kimsenin umursamadığını fark ettim. Yağmur hepimizi coşturdu. Ben mekan boşalır diye düşünmüştüm ama herkes dans etmeye devam etti. Harikaydı!

İstanbul’la aranda süregelen bir ‘aşk’ ilişkisi var. Hatta İstanbul için ‘ikinci evim’ diyorsun, İstanbul’da uzun zamanlar geçiriyorsun. Bu şehri senin için özel yapan nedir; burada bu kadar çok hayranınız olması seni şaşırtıyor mu?

Evet İstanbul gibi büyük ve önemli bir şehirde büyük kalabalıklara çalmak benim için sürprizdi. Ama daha önemlisi şu; ben Kadıköy’de dolmuş kuyruğunda beklerken ya da bir mekanda yemek yerken yanıma yaklaşıp son derece sıcak muhabbetlere giren insanlar oluyor. İşte o zaman çok gururlanıyorum. İstanbul hakkında söylenmemiş bir şey söylemem güç. Ancak bu şehir benim her anlamda hayatımı değiştirdi; İstanbul’da yaşadığım deneyimler benim için dönüm noktası oldu.

O zaman konuyu biraz açalım… Zor zamanlar geçiriyordun, bir nevi tükenmişlik sendromu yaşamaktaydın ve İstanbul’a geldin. O sırada Gezi protestoları başladı. Ve sen o günlerde hayatının kadınıyla tanıştın. Bir Türkkızı… Neler söyleyeceksin o günler hakkında?

Söylenecek o kadar çok şey var ki… Kadıköy’de bir akşam hatırlıyorum. Her akşam olduğu gibi saat 9’da tencere, tava sesleri; otomobil kornalarına karışmış. Bir şehir hep bir ağızdan tepkisini gösteriyor. Sokaklarda dostluk ve dayanışma… Bir müzisyen için çok anlamlıydı bunları yaşamak. Büyük bir kalabalıkla birlikte Boğaz Köprüsü’ne yürüdük. Yanımızdan geçen arabalardan ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ çalıyordu.

İstanbul’da beni etkileyen çok şey var. Mimari, camiler, minareler, Boğaziçi, Marmara Denizi; sanki seni hep dua etmeye çağırıyor gibi. İnanır mısın Amerika’ya döndüğümde yemekleriniz hep burnumda tütüyor. Tüm bu güzelliklerin dışında olup, bir yandan içine çekebilmek o kadar şahane ki…

Kız arkadaşımla nişanlandık. Şimdi İstanbul gerçekten ikinci evim ve nişanlımın ailesi de ikinci ailem oldu. Çok mutluyum.

Röportajın tamamı BURADA