LGBTQ+ Bireylerinin Cinsel Sağlıkta Ayrımcılıkla Mücadelesi
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar deyince birçok insanın aklına LGBTQ+ bireyler geliyor, değil mi? Peki, neden böyle bir yanılgı var? Bu hastalıkların sadece belirli bir grup insanı hedef aldığını mı sanıyorsunuz? Haydi, bu yanılgıları yıkalım ve hastalıkların gerçekten birilerini hedef olarak yayılıp yayılmadığını görelim!
Hastalıklılar oldukça Anarşisttir kimseye ayrım yapmaz!
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsiyet, yaş, ırk veya cinsel yönelim gözetmeksizin herkesi etkileyebilir. Ancak, toplumdaki bazı önyargılar, bu hastalıkların sadece LGBTQ+ bireylerden bulaştığı gibi yanlış inanışlara yol açar. Bu tür, önyargı ve inançlar hem bireylerin sağlığını hem de genel halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.
Anlayacağınız, hastalıklar aslında oldukça anarşisttir; kimseye ayrıcalık tanımaz!
Hastalıklar, “Aman o hetero, bulaşmayayım” ya da “Bu gay, kesin ona bulaşmalıyım” demez.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan birçok insan var. Okullarda verilen cinsel eğitimler yetersiz, ailelerde ise bu konu özellikle bizim gibi geleneklerine düşkün toplumlarda tabu.
Bu durum, bireylerin cinsel sağlık riskleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmadan büyümelerine yol açar. “E hadi bakalım, kim öğretmiş ki bize doğruyu?” İnternet ve sosyal medyada dolaşan yanlış bilgiler de cabası. Yanlış bilgilendirme, insanların korunma yöntemleri hakkında yanlış inançlar geliştirmesine ve dolayısıyla riskli davranışlarda bulunmalarına neden oluyor.
LGBTQ+ bireylerin cinsel sağlık hizmetlerine erişiminde karşılaştıkları engeller sadece bilgi eksikliğiyle sınırlı değil. Toplumda var olan yargılar, bu bireylerin cinsel sağlık konularında açık olmalarını zorlaştırır. Hastalıklar, ahlaki bir eksiklik ya da yanlış davranış sonucu olarak görülür. Böyle bir ortamda, kimse “Ben de hasta olabilirim” demeye cesaret edemez.
Birçok LGBTQ+ birey, ekonomik nedenlerle veya sağlık hizmetlerinde karşılaştıkları ayrımcılık yüzünden gerekli cinsel sağlık hizmetlerine erişemiyor. Çünkü maalesef bazı sağlık çalışanlarının da tabuları var.
Hep Birlikte Sağlıklı Olalım!”
Birçok insan, az önce bahsetttiğimiz yanılgılardan dolayı da bana bir şey olmaz modunagiriyor ve bu nedenle korunma yöntemlerine yeterince önem vermez. Özellikle (heteroseksüel gençler) arasında “Bana bir şey olmaz” düşüncesi yaygındır. Bu algı, prezervatif veya diğer korunma yöntemlerini kullanmama eğilimini artırıyor.
Ayrıca düzenli prezervatif kullananların ise kullanma amacı hastalıklardan kaçınma değil hamilelik riskini önlemek olduğu bilinen bir gerçek. Bu durum da bilinçsizliği gösteriyor.
Sonuç olarak kan yoluyla veya korunmadan yaşanılan ilişkilerde aslında herkes risk altında. Bu durum sadece LGBTQ bireylerinin sorunu değil. Bu yüzden tabuları yıkıp daha sağlıklı bir toplum olabiliriz. Ayrımcılık ve önyargılarla baş etmenin yolu ise TV veya başka mecralarda bu konular hakkında topluma yalan- yanlış bilgi verenleri sorgulamaktan geçiyor. Çünkü bireysel sağlığımız toplum sağlığını etkiliyor.
Editör: Emine Baktaş