1980’li ve 90’lı yıllarda LGBT camiasını derinden etkileyen, LGBT hastalığı olarak yaftalandığı için yanlış devlet politikaları ve engellemeler ile uzun süre araştırmasında mesafe kat edilemediği için yüzbinlerce insanı ölüme sürükleyen AIDS virüsü, pek çok filme de konu oldu.
Filmlerin genelde 90’lı yıllarda geçiyor olmasının sebebi ise tıptaki ilerlemelerle, günümüzde pek çok insanın ilaç tedavisi ise HIV’i kontrol altına alarak, sağlıklı bir yaşam sürmeleri.
İşte HIV ve AIDS’i konu edinen, mutlaka izlemeniz gereken filmlerden önde gelen 10 +1 tanesi:
KALP ATIŞI DAKİKADA 120 – 120 BATTEMENTS PAR MINUTE

ACT-UP Paris, 1990’ların başında sayısız hayatı karartan ve sonlandıran AIDS’e karşı dünyanın her yerinde oluşturulan sivil örgütlerden biridir. Nathan Sean, Sophie ve Jeremie önderliğinde bu epidemiye karşı toplumun duyarsızlığı, bilgisizliği ve ilaç şirketlerinin çıkarcılığıyla savaşan gruba yeni katılanlardandır. İnsanları bilinçlendirmek için ACT-UP Paris ile verdiği mücadelede Sean’ın hayatına girmesiyle, onun için her şey kökünden değişecektir. (Film şu anda MUBI’nin Koleksiyon bölümünden ve Bein Connect’ten izlenebilir)
PARIS 05.59: THEO & HUGO

Bir seks kulubünde, cinsel ilişkiye girerek tanışan Theo ve Hugo’nun gerçek zamanlı hikayesinde, sabaha karşı Paris sokaklarında dolaşıyoruz. Filmin başlangıcındaki 10 dakikadan fazla süren grup seks sahnesiyle izleyicisini şaşırtan film, iki karakterin birbirini tanıma yolculuğunda HIV konusunu derinlemesine irdeleyen, adeta bir HIV broşürü haline dönüşen konusuyla bizi beklediğimiz romantik sulara doğru götürmese de, konuya olan cesur yaklaşımı ile mutlaka izlenmeye değer. (Film şu anda MUBI’nin Koleksiyon bölümünden izlenebilir)
KALP- THE NORMAL HEART

Türkiye’de Craft Tiyatro’nun halen oynamakta olduğu, övgülere boğulan KALP isimli tiyatro oyununun orijinal versiyonu The Normal Heart’ın tv filmi uyarlaması olan yapıtta 80’li yıllarda salgın şeklinde yayılan (sonradan adının HIV olduğu konusunda ilerlemeler kaydedilen) AIDS virüsüne karşı başlattığı kampanyayla dikkat çeken aktivist yazar Ned Weeks’in hikayesini konu ediniyor. Ned Weeks, erkek arkadaşı Felix ile birlikte bu virüse ve insanların kafalarındaki AIDS imajına karşı esaslı bir başkaldırış öyküsünü ortaya çıkarırlar. Dünyaya göstermeye çalıştıkları şeylerden biri de insanların zannettiğinin aksine AIDS’in eşcinsel birliktelikten doğan bir hastalık olmadığı gerçeğidir. Ned Weeks, kendi adımlarıyla başlattığı bu mücadelede, hastalığa karşı savaşan bir grubu da kurarak önemli bir figüre dönüşür.
KALPTEKİ BIÇAK – KNIFE + HEART

2019’un da en sevilen LGBTİ+ içerikli filmlerinden biri olan bu film Vanessa Paradis gibi Fransa’nın en önemli gey ikonlarından birini başrolüne taşıyor. M83’ün şahane müzikleriyle 1980’li yıllarda geçen, sinematik gey soft-porno filmlerin dünyasına, bir seri-katil hikayesiyle hınzır bir bakış atan film AIDS konusunu sembolik olarak metnine yerleştiriyor. (Film şu anda MUBI’nin Koleksiyon bölümünden izlenebilir)
SINIRSIZLAR KULÜBÜ – DALLAS BUYERS CLUB

İçerdiği trans kadın karaktere rağmen tam anlamıyla bir kuir sinema örneği olmayan “Dallas Buyers Club” Hollywood’un Oscar avcısı filmlerindendi. Jared Leto’nun dillere destan seks işçisi trans kadın performansına ek olarak, filmin ana karakteri uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof’un gerçek hayat hikayesine ışık tutan film, C.R.A.Z.Y isimli ergen bir eşcinsel erkeğin hikayesini anlattığı filmi ve “Big Little Lies” ile tanıdığımız Jean-Marc Vallée‘ye ait.
UNCLE HOWARD – AMCAM HOWARD

“Burroughs: The Movie” filmiyle 80’li yılların başında New York’taki kültürel devrimi ele alan Howard Brookner’ın AIDS’ten hayatını kaybetmesinin 25.yılında, Brookner’ın yeğeni, çocukluk idolünün daha önce gün ışığı görmemiş çekimlerini bu dökümanterde bir araya getirmiş.
PRECIOUS. – ACI BİR HAYAT ÖYKÜSÜ

Precious, Amerika’daki binlerce benzeri genç kız gibi, aile içi şiddet mağduru, hüzünlü bir çocuktur. Precious’un bir diğer sorunu da aşırı kilosundan dolayı içine kapanık bir genç kız olmasıdır. Ancak yaşadığı tüm bu sorunlu yanlara rağmen Precious içinde bulunduğü durumu kaderinin bir parçası olarak kabullenerek bir çıkış noktası bulma umudu taşır. Bu umudun kapısı, yaşadığı sorunlardan hayal dünyasında gezintiye çıkarak kaçmasıyla açılabilecektir. HIV Pozitif olan Precious’un öyküsünde Gabourey Sidibe çok önemli bir çıkış gerçekleştirmişti.
HOLDING THE MAN

Tim ve John aynı lisede okuyan iki arkadaştır. John, okulun rugby takımının kaptanıyken Tim de Romeo ve Julie’te küçük bir rol oynayan, oyuncu olmaya hevesli bir gençtir. Birbirlerine aşık olan Tim ve John, uzun süre ilişkilerinin önüne çıkan tüm sorunların karşısında durmayı başarır. Ancak aradan geçen 10 yılın ardından, HIV pozitif teşhisi ile yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu durum ilişkilerinin de test edilmesine neden olur. (Film şu an Netflix’ten izlenebilir)
PHILADELPHIA

1990’lı yılların hem gişede hem de eleştirmenler nezdinde en önemli filmlerinden bir olan Philadelphia, eşcinsellerin box office filmlerde olumlu mesajlarla yansıtıldığı en büyük filmlerden biri olma özelliğini taşıyor.
Eşcinsel olan yetenekli avukat Andrew Beckett, çalıştığı hukuk bürosunda AIDS olduğu fark edilince işten çıkarılır. Kendisine nedeninin AIDS olduğunu açıklamamalarına rağmen Beckett, nedenin bu olduğundan emindir ve bu hukuk bürosuna dava açmaya karar verir. Başvurduğu avukatlarca bir süre reddedildikten sonra, en sonunda Joe Miller’ı tutmayı başarır.
Miller ilk başta bu davayla ilgilenmekte isteksizdir; çünkü o bir homofobiktir ve Beckett’a karşı da önyargılıdır. Fakat Beckett sayesinde zamanla önyargılarını aşmaya ve korkularını yenmeye başlar. Beckett ise hayatı, gururu ve hakları için kıyasıya bir mücadeleye girmiştir ve adalet için savaşır.
HOW TO SURVIVE A PLAGUE

AIDS ve yanlış devlet politikalarıyla ilgili çekilmiş en güçlü belgesel olarak kabul edilen “How To Survive A Plague” ACT-UP başta olmak üzere, AIDS konusunda savaşan aktivistlerin bu hastalığın bir ölüm fermanı olmaktan nasıl kurtardıklarını anlatan şahane bir dokümanter.
BONUS FİLM (HEMEN İZLE)
LAZARUS EFFECT – LAZARUS ETKİSİ
Aynı isimde bir korku filmi daha olsa da bu 30 dakikalık HBO belgeseli, Afrika’daki HIV/AIDS hastalarına odaklanıyor. AIDS konusunun genelde LGBTİ+’larla anılmasının ne kadar yanlış olduğunu kanıtlayan bu kısa belgeselin prodüktörlüğü Spike Jonze tarafından yapılmış. Belgeselin tamamını AŞAĞIDAN Youtube üzerinden izleyebilirsiniz.