İSTANBUL, HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU’NA YIKIM KARARI

Gün geçmiyor ki İstanbul’un kültür mirasları bir bir kaybediliyor. Henüz AKM’nin akibeti belli değilken, Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu bugünkü köşe yazısında İstanbul’un yaz aylarının simgesi olan Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nun yıkılacağını duyurdu.

Yazının yayınlanmasından sonra, anlatılan karara itiraz eden ilk ünlü isim ise, resmi Instagram hesabından duygulu bir yazı paylaşan Nilüfer oldu.

 

İşte o köşe yazısı:

Ben düne kadar Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sadece üzerine açılır-kapanır bir tavan yapılacağını, sahne ve kulislerin yenileceğini ve modernize edileceğini sanıyordum…

Meğer değilmiş…

Habire yazıp duruyorum ya Açıkhava’da bu yıl son konserler yapılacak, sonra üstü kapanacak diye…

Önceki akşam işin aslını öğrendim ve çok şaşırdım…

Yenileme falan değil, “üstü kapanacak” denilen şey tam anlamıyla bir yıkım çalışması olacakmış…

Şu an 4500 kişilik olan Açıkhava tamamen yıkılıp yerine 7 bin kişilik yeni bir salon yapılacakmış…

Bu bilgiyi önceki akşam Çırağan’da sohbet yemeği yediğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen’den öğrendim…

İnanamadığım için defalarca sordum, “Tamamen yıkılacak mı” diye…

“Evet” dedi, Şen…

Yıkılıp yerine modern bir Açıkhava Tiyatrosu yapılacakmış…

Açıkhava Tiyatrosu’nun alanı geçen ay yıkılan Cahide’ye doğru genişleyecek, sahnesi sağa doğru kaydırılıp çok daha büyütülecek…

7 bin seyirci kapasitesine çıkarılacak…

Üstüne akustiği bozmayacak şekilde açılır-kapanır bir tavan yapılacak ve yeni Açıkhava yılın 12 ayı hizmet veren bir yere dönüşecek…

Bu yaz konserlerinden hemen sonra kazma vurulup bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyormuş…

“Proje hazırlandı mı, görebilir miyim” diye sordum Abdurrahman Şen’e…

“Proje hazır, nasıl bir salon olacağı da belli ancak şu anda fotoğrafları paylaşmam doğru olmaz” dedi…

Peki 1969’da açılan AKM için bile tarihi eser tartışmaları sürerken, 1947’de hizmete giren Açıkhava Tiyatrosu tarihi eser değil mi?

Anıtlar Kurulu’ndan ne ara yıkım izinleri alındı, ne ara her şey kitabına uyduruldu ve kimsenin bundan haberi olmadı?

Onu da anlatayım…

Yazının devamı için buraya tıklayın…