Yaz sıcakları üstümüze tüm hararetiyle dalga dalga gelmeye başlamışken nihayet havuz başında veya deniz kenarında dans ederken saçınızda kalan suyu savurabileceğiniz neşe ve coşkuyu veren şarkılar gelmeye başladı.
Edis, Anıl Piyancı ve Ekin Beril’in birlikte yazıp söyledikleri “Kainat” bir reklam şarkısı olmanın ötesinde; gerçek bir radyo hiti ve yazın/tatilin başlangıcını yapıyor resmen. Üç yorumcu da kendi bölümlerinde çok iyiler ama bilhassa Ekin Beril’in performansı nihayet ait olduğu kulvardan çıkıp popstarlığa doğru adım attıracak (ve kesinlikle daha fazla kulak tarafından keşfedilmesini sağlayacak) seviyede.
“Kainat”a bir kardeş şarkı olarak Oğuzhan Koç’un prodüktörler Arem Özgüç ve Arman Aydın ile yaptığı “Yoksa Yasak” sayılabilir. Koç’un alıştığımız kulağa hemen yapışan ve mutluluk veren melodilerine prodüktör ikili; yakın zamanda Buray’la kotardıkları “Senin Yüzünden” ile aynı kulvarda; basit ama besteyi öne çıkaran bir düzenleme yaparak ‘yazlık hit’ arenasında hedefi onikiden vurmuşlar. Yasaklar yokmuş gibi davranacağımız şu birkaç ay içinde bu şarkının sesini birçok arabadan duyacaksınız kesin.
Söz yazarı ve besteci Murat Güneş’in Hande Ünsal ve Berkay’a verdiği şarkılar “Gönder Gelsin” ve “Karnaval” da yazın çok dinlenecek işlerinden olacaklardır. Ünsal’in tam kendi kalemi olan (hatta onun yazmadığına şaşırdığım) “Gönder Gelsin” şarkıcının mola bilmeyen ama asla da sıkıcı olmayan diskografisi açısından sürpriz değilken Berkay’ın “Karnaval” için aranjör Serhat Şensesli ile çalışmayı seçmesi alıştığımızdan daha az arabesk bir Berkay getirmiş önümüze ve oldukça isabetli olmuş.
Bir diğer Hande olan Yener’in “Carpe Diem Vol.2” dönemini açan yeni şarkısı “Sahte”yi oldukça sevdim. Bu sefer bodoslama bir 80’ler dans şarkısı yapmaya soyunan besteci ve prodüktör Misha o kadar iyi bir iş çıkarmış ki Yener’e sadece o muazzam sesiyle şarkının havasını atmak kalmış. Söz yazarı Berksan’ın cümle(msi)leri maalesef biraz yetersiz kalıyor prodüksiyonun muhteşemliği karşısında ama yine de kendi çapında yeni bir rönesans yaşayan Yener açısından olumlu bir hamle “Sahte”. Berksan ve Misha’nın bu defa Berksan için yaptığı (ama yine de kesinlikle Hande Yener söyleyecekmiş hissi veren) yazlık samba “Platonik” ise “Sahte”ye göre çok daha iyi yazılmış, oyunbaz ve eğlenceli sözlere sahip. Yazlık listenize almanızı öneririm ya da benim GZone için hazırladığım listeyi takip edebilirsiniz.
Bir önceki yazımda hissedip de yazmışım gibi, Sertab Erener’in “Her Dem Yeşil” projesinin ikinci şarkısı “Ateşle Barut” oldu. Bu tam gaz bir kulüp şarkısına dönüşmüş versiyon konserde ilk dinlediğimden beri bayıldığım bir enerjiye sahip. Erener’in yorumu her zamanki gibi kusursuz.
Hadise’nin Ersay Üner elinde çıkma yenisi “Hay Hay”ı da oldukça sevdim. Üner’in gittikçe mükemmelleştirdiği bu karanlık elektro-pop şarkılar doğru yorumcuyu bulduğunda da dinleyicisini bulacaktır diye düşünüyorum. Hadise zaten kimin şarkısını söylerse söylesin tarzıyla kendi imzasını atan bir yorumcu; fakat ben Üner’in iki ay önce çıkan kendi söylediği “Gidiyorsun”un etkisi altındayım hâlâ; “Hay Hay” bana o şarkının eşantiyonu gibi geliyor biraz. Alın bu yorumu da n’aparsanız yapın
Önceki teklileri ile hafiften tekrar hissi verdiğini düşünmeye başladığım Evdeki Saat’in yenisi “Zaman Mekan” çok iyi ayarlanmış bir pop-latin-alaturka dengesi sunuyor; elbette ki Evdeki Saat müziğinin alamet-i farikası zamansızlık hissini muhafaza ederek. Bu çok katmanlı ve her dinlemede farklı bir keyif veren aranje ile Berksan’ın Hande Yener şarkılarında deneyip tutturamadığı oyunbaz sözlerin ‘olmuş’ haline kulak vermenizi öneriyorum.
Fikri Karayel’in elektronik altyapılardan uzaklaşıp daha orkestral bir düzenleme ile kariyerinin en iyi şarkılarından birine imza attığı “Ne Güzel Oldu” aynı zamanda bu yılın en güzel şarkılarından biri. Karayel’i 2014 tarihli ilk albümü “Zor Zamanlar” döneminden takip ediyor ve seviyorsanız bu kalp sıkıştıran şarkının sizi çok memnun edeceğini garanti edebilirim. Şarkı Coldplay’in en iyi şarkılarını hatırlatır şekilde nefis bir enstrüman (bilhassa yaylı) kullanımı ile sizi finaline doğru kademe kademe yükseltiyor. Bu güzel orkestrasyon için aranjör Tolga Erzurumlu’yu ve günlüğünden bir parça okuyor hissi veren muhteşem sözleri için Karayel’e tebriklerimi iletiyorum.
Ayın yeni keşfedilen ismi bölümünde ise Ufuk Atar var. Radarıma girmesini sağlayan şarkısı “Muamma” Atar’ın yayınladığı ilk şarkı değil (Spotify’a göre bu altıncı). “Muamma” Atıl Aksoy’a ait gayet kaliteli ve huzurlu düzenlemesine rağmen Atar’ın sözleri ve yorumu sayesinde tuhaf bir hüzün bırakıyor. Atlatılamayan bir aşk acısını anlatıp da bir başucu/yastık altı şarkısı yapabileceğiniz çok fazla şarkı olduğunu sanmıyorum; bu sebepten mutlaka bir şans vermenizi öneririm.
Gelelim yılın en güzel albümlerinden biri olan Onurr’un “Ağlak Disko”suna. Onurr bu şarkıları yaparken çok ağladığını ve çok dans ettiğini ifade ediyor albümün ismini açıklarken. Benim de ‘gözyaşı diskosu’ diye tabir ettiğim bu türdeki şarkılar iyi yapılırsa insan dinlerken göğüs kafesi ortadan ayrılacakmış gibi hisseder; iki damla yaş süzülür kontrolsüz; hatta bazen sel olur. Onurr’un şarkılarının hepsi dans ederken ağlatmıyor belki ama elimizde ağlatanlar ve oynatanlardan oluşan 10 şarkılık nefis bir seçki var. Kendisinin günümüz pop müzik üreticileri arasındaki yerinden; hit ya da değil iyi pop şarkıları yaratma konusundaki becerisinden çok defa bahsetmiştim. Onurr’un kendi aranjelerini yapmaya başlamasıyla ise kimi zaman iyi şarkılarını kafası karışık düzenlemelere kurban ettiğini de düşünüyordum. Neyse ki ilk şarkı “Alemde Seyr-i” ile derin bir oh çektim. Bu şarkı bir sinyal görevi görerek albümün tonunu ve hikayesini (fenafillah bir sevgili ve dalgalanıp durulamayan bir Onurr) belirliyor; ardından ilk büyük vurgunu yapacak “Yorgun Sevda” geliyor ve ‘ağlak disko’ ile kast edilen şey tam olarak bu şarkıda kendini gösteriyor. Referans vermek gerekirse; Sezen Aksu ve Robyn bir ufuk çizgisinde buluşuyorlar diyip gerisini sizin deneyiminize bırakayım. Gitarlı, sade ve tahrip gücü yüksek “Deniz Tuzu” ise klasik bir Onurr bestesi ve muhtemelen kariyerinde yazdığı en dokunaklı sözlere sahip şarkısı olmalı (“benimle aşk mücadele” diyerek durumu kabullenmek ne acı bir büyümektir). Hafiften reggaeton ile tempoyu yükselten “Acemi Gönlü” yenik bir aşkın ilk zamanlarına doğru bakarken bu şarkının arkasına saklanmış “Evren Abla” Onurr’u tüm aşık ve pişman lubunyalarla buluşturup dertleştiriyor. İlk klip şarkısı “Muamma” ile albümün en enerjik noktasına geldiğimizde şükür ki gözyaşsız dans edebiliyoruz ama bir sonraki “Çok mu Zor?” ile Onurr yeniden böğrünüze çöküveriyor. Bu şarkıyı daha önce Gülşah Kömür’den duymuş olabilirsiniz; burada da hemen hemen aynı aranje ile dinleyeceksiniz (tek itirazım Onurr’un vokalindeki efektin fazlalığına). Sözleri (“çok mu zor terk etmesi o mükemmel dünyanı?”) ve bestesi ile birinci sınıf bir pop şarkısı bu ama ‘pop beni yıkmaz’ diyenlere Onurr’un kaynayan yağa atılan bir hamur gibi kendini bıraktığı arabesk “Schade” geliyor. Bu, başkalarına verdiği şarkıları söylerken kendinden çok emin değilmiş duygusu veren şarkıcının hünerlerini gösterdiği ân resmen. Albümün son çeyreğine girişte ise Onurr’un ilk albümünü bir parça geride tuttuğuna inandığım (ama benim bayıldığım) r&b şarkılar geliyor (“Ağlak Disko”nun ilk yarısını pop şarkılarına vermek iyi bir strateji bu anlamda). Hadise gibi birinin anında üstüne atlayacağı, gayet havalı ayrılık şarkısı “Deli Aşk”; sadeleşerek İrem Derici versiyonunu katım katım katlayan seksi “Güz Dönümü” ve kapanışta yüreğimi sözleriyle (“bana birşey olmaz demiştin, bayağı bir şey olmuş tahminim”) kalçalarımı ise twerk eylettiren ritmiyle ferahlatan “İmkansızın Kenarı” ile albüm son buluyor. İlk dinlemede favorilerini çıkartacak kadar sağlam; yaşanmışlığını hissettirme konusunda çok güçlü ama kendini kollarına bıraktıracak kadar da şefkatli bir albüm “Ağlak Disko”. Edininiz.
Bu ay çok uzattım yazıyı biliyorum; dinlediğimde üstü açık bir arabada gidiyormuş gibi hissettiren, Koray Candemir’in kütür kütür şarkı söylemeye devam ettiğini gösterdiği yenisi “Kimileri”yi önererek noktayı koyuyor ve buz gibi bir su almaya gidiyorum.
Mert Bell’in GZone Top 50 Listesi Aşağıda: