Yazılarını, yorumlarını ve önerilerini en çok takip ettiğimiz isimlerden biri olan Hürriyet yazarı, gazeteci Onur Baştürk, geçtiğimiz 10 sene içerisinde trendlerin ve cemiyet hayatının medyada nabzını tutan en önemli isimlerden biri oldu.
Kitapları, Ajda Pekkan, Ziynet Sali, Funda Arar gibi önemli sanatçıların albümleri için hazırladığı şarkıları ve çıkardığı teklileriyle bildiğimiz Onur Baştürk, şu sıralar müzik albümü “Hiçbir Şey Olmamış Gibi Mi Kalayım”ın heyecanı içerisinde. GZone için Pera Palas otelinin muhteşem atmosferinde çekilen fotoğraflarıyla, Onur Baştürk’e kariyerini, sosyal medyayı, Türkiye’nin yurtdışındaki imajını, gay life’ı ve sosyal hayatımızda önümüzdeki günlerde bizleri bekleyenleri konuştuk.
Röportaj: Murat Renay
Fotoğraflar: Mehmet Çakıcı
Mekan: Pera Palace Jumeriah
İşte bu röportajdan öne çıkan başlıklar:
Sosyal medyada yer alan gazeteciler, bloggerlar ve bir şekilde ünlüler artık “influencer” olarak yer almakta. Sen aslında bu ad konmadan da bir trendsetter ve bir anlamda influencer idin. Bu isimlerin markalarla da pek çok çalışmaları oluyor, sen kendi adına bu konuyu iyi değerlendirebildin mi?
Tıpkı ‘farkındalık’, ‘enerji’ kelimesi gibi şu ‘influencer’ kelimesinin de suyunun çıktığı bir dönemdeyiz. Bunun da sonu gelecek ve yerine başka bir şey bulunacak.
Ortada böyle tanımlamalar yokken ben öyle miydim değil miydim, bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var: Evet, ilk yazmaya başladığım zamanlarda -sosyal medya henüz patlamadığı için- ortada bu kadar çok life style gurusu yoktu. Daha naifti her şey. Şu anda üç beş takipçisi olan, beş altı mekan dolaşan herkes kendini guru ilan ediyor. Bu manasız. Çünkü bu iş deneyim gerektiriyor ve takipçinin ‘suyuna gitmemeyi’.
Gerçek bir influencer takipçi derdinde değildir, takipçisi ne der diye düşünmez. Hatta takipçi umrunda değildir. Vizyonunun peşinde koşar. Şu anda sırf markalara hoş görünme adına takipçiye yaranma tutumu var ve bu da bana kısa vadeli ve saçma geliyor.
Yurtdışında da sosyal hayatı deneyimleyen biri olarak Türkiye’nin imajının özellikle son 2-3 yılda değiştiğini söyleyebilirsin sanıyorum. Bu konuda görüşlerin nedir? Bizi nasıl görüyorlardı ve nasıl görmeye başladılar?
Evet çok değişti. Bir ara İstanbul gerçekten çok popülerdi. Hatta havalı bir şey olmaya başlamıştı İstanbul’da olmak, eğlenmek… En son eylülde New York’a gittiğimde bir Amerikalı’nın “İstanbul mu? Güvenli mi peki?” sorusu geldiğimiz noktayı gayet net anlamama yardımcı oldu. Artık İstanbul güvenli olmayan uzak, egzotik bir şehir Amerikalı ya da İngiliz’in gözünde. Bunu da yadırgamıyorum. Çünkü imajlar hala kulaktan kulağa, deneyimlerin fısıldanmasıyla aktarılıyor. Kimse oturup 7/24 CNN izleyip Türkiye’de ne olmuş diye bakmıyor ama eninde sonunda duyuyor olan bitenin tortusunu ve kafasında belli bir imaj kalmaya başlıyor.
GZONE DERGİ’NİN “ŞUBAT 2017 ” SAYISINI AŞAĞIDAKİ BAĞLANTILARA TIKLAYARAK ÜCRETSİZ OKUYABİLİRSİNİZ…