ÖZEL RÖPORTAJ: ÖĞRETİLERİYLE ŞİFA DAĞITAN EŞCİNSEL DOSTU GURU: SAI MAA

Ünlü yaşam gurusu Sai Maa, GZone Dergi'nin Ocak_Şubat 2019 sayısının en özel konuklarından biri oldu ve sözleriye şifa dağıttı. 

Öğretileriyle şifa dağıtan, eşcinsel evlilik törenleri de düzenleyen, farkındalık konusunda atölyeler yapan, 65 yaşındaki ünlü Guru Sai Maa Hindistan’da en yüksek seviye Guru ünvanını almış çok önemli bir isim. 

Sai Maa, İstanbul’da bulunduğu dönemde GZone Dergi ile söyleşti. İşte hayatınızı gözden geçirmenize imkan tanıyabilecek bu röportaj:

-Neden Türkiye’ye gelmek istediniz? Türkiye’de neler başarmak istiyorsunuz?

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, benim “gelmek istememle” alakalı değil. Biz Kosmos evreni üzerindeki kuklalarız. Ben de tüm dünyadaki sesleri dinliyorum. Işığın işi için buradayım. İstanbul’da olmamın Mısır’da olmam veya başka herhangi bir yerde olmamdan bir farkı yok.

-İnsanları iyileştirdiğinize inanıyor musunuz? Ya da insanların kendi kendilerini iyileştirdiğine inanıyor musunuz?

Öncelikle “iyileştirmek” nedir onu açıklamak lazım. İyileşmek ancak her şeyin uyumlu şekilde bir araya gelmesiyle oluşur. Bence her vücudun kendine ait bir dengesi vardır. Her vücut kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Vücudun bilinci de bilinçten gelir. Yani ne yapacağını bilir. İnsanın kısıtlı beyni yüzünden işler karmaşık hale geliyor. Kemik kırılırsa kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Aynı şekilde zihnin de kendini nasıl iyi hale getireceğini bilmesi gerekir. Benim insanlığa hizmetim de zihinlerini kullanmak konusunda yeni yöntemler göstermek ve bu sayede daha iyi hissetmelerini sağlamak.

Yani ben aslında onları iyileştirmiyorum, onların kendi kendilerine şifa olabilmesi için onları daha üst seviyelere taşıyorum. Bana bir bağımlıkları yok aslında, bu tip bir bağlılığı sevmiyorum.

“Kalbiniz özgürse, kalbinizle düşünür zihninizle seversiniz”

-Zihnin kalple bağlantısı olduğuna inanıyor musunuz?

Zihin her şeyle bağlantılıdır sadece kalple değil. Ama şunu da söylemeliyim ki, kalbiniz özgürse, kalbinizle düşünür zihninizle seversiniz. Yani aklınızı daha üst bir seviyeye taşırsınız.

-Herkesin size gelme şansı olmayabilir, sizin öğretilerinize erişemeyebilirler. Hayatıyla ilgili sorun yaşayan ve metropollerde yaşayan insanlara ne önerirsiniz?

Farkındalık…

Hayatın stresli olduğunu söylemek doğru değil, insanların stresi yarattıklarını söyleyebilirim.

Benim hayatıma bir bakın, iki günde bir farklı bir şehirdeyim, stresli miyim, hayır. Bu aslında hayatı nasıl gördüğünle alakalı. Stres çok demode bir terim. Yirmi yıl önce kullanabilirdik evet ama artık farkındalıklar ile bunu aşmak mümkün.

Diyelim ki çok sinirliyim, insanlara kötü davranıyorum. Durup düşünmem lazım, beni mutsuz eden nedir? Neden insanlara böyle davranıyorum? Bunun farkına varmam lazım ve tekrar başlamam lazım.

Ashram’da öğretilerimizi çalışırken her saat başı bir zil çalar ve beş dakika boyunca herkes durur. Ne yapıyorsa bırakır ve düşünür. Düşünmek, yaptıklarımızın, duygularımızın farkına varmak önemlidir.

-Hayat şartları ve stres yüzünden özellikle otuzlu yaşlarını aşan insanlarda anksiyete bozukluğu görülüyor. Bunu aşmak için ne yapmak gerekli?

Her yerde bu yok. Mesela Hindistan’da bu yoktur. Onlar çok daha doğal yaşarlar. ABD’nin sınır komşusu Meksika’da da bu yoktur mesela. Hayat, onu nasıl gördüğünüzle alakalıdır. Stres konusu aklınızı yönetmenizle alakalıdır.

Yirmili yaşlarınızda dünyayı değiştirecek gücü kendinizde görüyordunuz da sonra ne oldu. Siz aynı insansınız halen. Deneyimleriniz, ilişkileriniz, yanlış öğretileriniz sizin dünyayı yanlış yorumlamanıza neden oluyor. Bu öğretilerin arasından doğruyu çekip çıkarmak lazım.

“Kendi içinizdeki gücü bulun ve bu güç ile olumsuzlukları püskürtün”

-Eşcinsel evlilik törenleri yaptığınızı biliyorum, aşkın engelsiz olduğuna inanıyorsunuz değil mi?

Bence aşk hayatın ta kendisidir. Aşk ölümsüzlük, aşk neyse odur, Aşk Allah’tır.

Aşk ve ilişkiyi birbirine karıştırmamak lazım. İlişki kendi başına bir kavramdır, aşk bundan ayrıdır.

Sevgiyle doğarsınız. Sevgi hep vardır. Boşandığınız insanla ilgili bile her türlü nefret duygusunu unutsanız da ona olan sevginiz hep orada kalır.

-Eşcinseller günlük hayatlarında baskılarla karşılaşıyorlar. Bu negatif duygularla nasıl başa çıkabilirler?

Aklınız açık ve özgürse kimseyi yargılamazsınız. Aydınlandığınız zaman önyargılarınız olmaz. Herkesi aynı görürsünüz, kimsenin eşcinsel olup olmaması kimseyi ilgilendirmeyecektir. Bu durumda kişi kendi kendisini de yargılamamalıdır. Ruhların cinsiyeti yoktur. Bakış açısı, eğitim ve hüküm vermemek önemlidir. Kişiler dışarıdan gelecek olumsuzluklarla savaşmaktaki en önemli desteği kendilerini sevmekten alırlar. Bu yüzden kendimizi daha fazla sevmeliyiz. Sorunların cevabı aslında kendi içimizde. Kısıtlı ve dar görüşlere karşı, sonsuz bilgi ve farkındalık ile savaşın. Kimsenin dediğine kulak asmayın. Kimsenin sizi güçsüz kılmasına izin vermeyin. Ancak siz izin verirseniz bu olur. Kendi içinizdeki gücü bulun ve bu güç ile olumsuzlukları püskürtün.

-İnsanlığın geleceği sizce parlak mı? Savaşlar, terör ve birçok kötü olay yaşıyoruz. Sizce nasıl bir gelecek bizi bekliyor.

Ben size bir soru sorayım. Şimdi mi yoksa Roma İmparatorluğu döneminde mi yaşamayı isterdiniz?

Tereddüt etmeye gerek yok. Şimdiki zaman daha iyidir. O zamandan günümüze bir gelişme olmuştur. Dünya da insanlık da bir değişim içindedir. Kötüye giden durumlar da olsa sonuç her zaman insanlığın lehine olacaktır. Aynen hamilelik sırasında çekilen sıkıntıların sonucunda ortaya yeni bir canlının çıkması gibi. İnsanlık da bu yöne gitmektedir. Sıkıntılar olabilir ancak bunun sonucunda insanlık illa ki var olacaktır.

“Tanrı kimseyi lanetlemez”

-Gey ve lezbiyen çiftler için ne gibi seminer veya atölyeler düzenliyorsunuz?

Şifa bulma çalışmaları yapıyoruz. Çiftlerle yaptığımız çalışmalarda hem maskülen hem feminen taraflarıyla onları yüzleştirip bir yolculuğa çıkarıyoruz. Hint kültürüne göre her insandaki Shiva (Maskülen) ve Shakti (Feminen) ismi verilen taraflarının kabul edilmelerine yardımcı oluyoruz. Bu sayede eşcinsel çiftlerin daha sağlıklı ilişkileri oluyor.

-Din öğretisinde eşcinsellerin lanetli olduğuna dair söylemlerin olduğuna katılıyor musunuz?

Bu inanç sistemiyle alakalı bir durum. Dinin yanlış yorumlanmasıyla da alakalı elbette. Kimse lanetli değildir. Tanrı bunu yapmaz, kimseyi lanetlemez.

“Bir kağıt kalem alın ve hayatta neye müteşekkir olduğunuzu yazın”

-Daha iyi bir akıl sağlığı için sizce ne yapmalıyız?

Daha önce de dediğim gibi; durun, düşünün. Durmak çok önemli. Farkına varmak için durun. Bir kağıt kalem alın ve hayatta neye müteşekkir olduğunuzu yazın. Bu gereksiz bir iş değil. Gerçekten oturup bunu yazın. Sahip olduklarınıza şükretmek ve daha iyilerine sahip olmak için. Hem maddi hem manevi olarak. Neye sahip olduğunuzu bilirseniz neye ihtiyacınız olduğunu daha net bileceksiniz ve hedeflerinize yürüyeceksiniz.