TARİHÇİ YUVAL NOAH HARARI: KORONAVİRÜS’LE SAVAŞAN HERKESİN LGBTİ+’LARDAN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR

Yuval Noah Harari, Koronavirüs ile bir sınav veren dünya insanlarının LGBTİ+ topluluğunun AIDS ile mücadelesinden ders alması gerektiğini söyledi.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kitapları satış rekorları kıran açık eşcinsel tarihçi Yuval Noah Harari, Hürriyet’e verdiği röportajda Koronavirüs ile bir sınav veren dünya insanlarının LGBTİ+ topluluğunun AIDS ile mücadelesinden ders alması gerektiğini söyledi.

İşte Güliz Arslan’ın yaptığı bu röpörtajdan bir bölüm:

Koronavirüs sonrası dünya neye benzeyecek?

Uzun vadede en önemli değişiklik dijitalleşme olacak. COVID-19 bu süreci müthiş hızlandırdı. Bazı kurumlar ve işyerleri pandemiden sonra da büyük ölçüde dijitalde kalmaya devam edecek. Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim pandeminin hiç tahmin edemeyeceğimiz sonuçları. Artık kaynaklarımız tamamen değişebilir. Mesela üniversitelerde öğrenciler çevrimiçi eğitim almaya devam edecekse artık dersi Hindistan’da yaşayan bir da hoca verebilir.

Bu virüs hayatımıza girdikten sonra insanlar arasındaki fiziksel temas çok büyük ölçüde azaldı. Bu mesafelenmenin toplumlar üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

COVID-19 insan doğasının temel özelliklerini değiştirmeyecek. Veba değiştirmedi. 1918 salgını değiştirmedi. AIDS değiştirmedi. Bütün bu korkunç tecrübelerden sonra fiziksel teması seven sosyal hayvanlar olmaya devam ettik. Seks, AIDS’e rağmen hayatımızda kalmaya devam ettiyse sarılmak da COVID-19’a rağmen hayatımızda kalmaya devam edecektir. 

AIDS’in büyük bir tehlike olduğu günlerden alınabilecek dersler var mı?

Kesinlikle. Hatta bir anlamda LGBTİ topluluğu pandemi sonrası dünya için bize bir model olabilir. 1980’lerde AIDS patladığında gay komünitesi çok zor zamanlar yaşadı. Pek çok ülkede hükümetlerin tavrı işleri onlar için daha da zorlaştırdı. Hastalığın tedavisi ve aşısı için çok az kaynak ayırdılar. AIDS’in nasıl yayıldığını, güvenli seksin ne demek olduğunu açıkça konuşmayı bile reddettiler.

LGBTİ topluluğu bu durum karşısında daha da kenetlendi…

Evet. Çaresizlik içinde kıvranmak yerine tepeden gelen bu ihanet onları güvenilir bilgi sağlayacak ve hakları için mücadele edecek taban örgütlenmeleri yaratmaya yöneltti. Korkunç hastalık yıllarından hiç olmadıkları kadar güçlenerek çıktılar. Ben de koronavirüsün tek bir davranışsal değişiklik yaratmasını dilerim; birlik olma. Bu kriz hiç olmazsa şunu görmemizi sağlasın: Herkes daha güvende olduğunda, biz de daha güvendeyizdir. Dünyada herkesin kaliteli bir sağlık sistemine erişimi varsa bundan sonraki pandemilerin kontrolü de daha kolay olur. Detaylar konusunda fikir ayrılıkları yaşayabiliriz ama sağlık sistemlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiği 2020’den çıkarılacak ortak ders.

Röportajın tamamı burada