TRANS KADIN AJDA ENDER SALGIN DÖNEMİNDE KENDİ EVİNE GİREMİYOR, ARKADAŞININ EVİNDE TACİZ EDİLİYOR

Temmuz 2019’dan beri evine giremeyen ve halen bir arkadaşının evinde kalan trans birey Ajda Ender'i bir süredir arkadaşının apartmanındaki komşular da taciz etmeye başladı.

İstanbul Şişli’de yaşadığı apartmandaki komşularının uyguladığı şiddet nedeniyle Temmuz 2019’dan beri evine giremeyen trans birey Ajda Ender, halen bir arkadaşının evinde kalıyor. Ancak bir süredir arkadaşının apartmanındaki komşular da Ender’i taciz etmeye başladı. Bir hafta önce modemlerinin kablosunun kesildiğini söyleyen Ender, “21 Mart Cumartesi günü apartmandaki komşular arkadaşımın dairesinin suyunu kestiler” dedi. 

Trans birey Ajda Ender 2003 yılından beri Şişli’deki evinde yaşıyor. 2005 yılında komşuları tarafından uğradığı taciz ve ayrımcılık artarak devam etti. Komşularının sözlü tacizleri yerini zamanla fiziksel tacize ve şiddete bırakınca, Ender evine girememeye başladı. Devletin koronavirüse karşı “evinizde kalın” çağrısı yaptığı bu günlerde Ender kendi evine gidemiyor. 

Trans birey Ajda Ender, İstanbul Şişli’de yaşadığı apartmanda 2005 yılından beri komşularının ayrımcılığına ve nefret suçlarına maruz bırakılıyor. Dokuz aydır evine giremeyen Ender’in savcılığa bulunduğu suç duyuruları cevapsız kalıyor. Ender Medyascope’a son yaşadıklarını ve karantina sürecinde maruz bırakıldığı transfobik baskıyı anlattı.   

“Çok üzülüyorum ama dimdik ayaktayım”

Sosyal ve ekonomik olarak ölüme mahkûm edildiğini dile getiren Ender’in komşuları onu trans olduğu gerekçesiyle tam dokuz aydır, 2003’ten beri yaşadığı evine sokmuyor. Yaşadıklarının insan hakkı ihlali olduğunu vurgulayan Ender, “Benim hürriyetimi elimden almaya çalışıyorlar. Bu onur kırıcı, aynı zamanda insanlık suçu. Çok üzülüyorum ama dimdik ayaktayım” diyor. Ajda her ne kadar üzüldüğünü belirtse de kendisini psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakan kişilerin hepsinden şikayetçi ve kendine yapılanların hesabını hukuki yollarla sormaya kararlı: “Davalarımın arkasında dimdik duruyorum, duracağım, beni ezemeyecekler.” 

“Bu pandemi günlerinde devlet, komşularımın beni evsiz ve parasız bırakmasına izin veriyor”

Ajda komşularının işlediği nefret ve şiddet suçlarıyla ilgili savcılığa bulunduğu şikayetlerinde herhangi bir gelişme olmadığını söyledi. Ajda hâlâ işini yapamıyor çünkü evindeki odalardan biri hem işyeri hem de deposuydu. Moda tasarımcılığı yapan Ajda evine giremediği için kumaş ve diğer malzemelerine de hâlâ ulaşamıyor. Evinde yaşamadığı süre boyunca komşularının sahte ihbarları nedeniyle polis, Ajda Ender’i almak için kendisinin dokuz aydır giremediği evine baskınlar düzenlemiş. Bu baskınlar, Ajda’nın iki polis memurundan sahte ihbara suç ortaklığı yaptıkları gerekçesiyle şikayetçi olmasıyla son bulmuş. 

Herhangi bir resmi kurumun kendisiyle bu süreçte iletişime geçmediğini aktaran Ajda, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri sosyal medyada sesimi duyurduktan sonra beni bir kere aradı, benimle ilgileneceklerini söyledi ama hiçbir şey yapmadı. Devlet üzerine düşeni yapıp bana koruma sağlamıyor. Bu pandemi günlerinde devlet, komşularımın beni evsiz ve parasız bırakmasına izin veriyor” diye konuşuyor.

“Türkiye hukuku İstanbul Sözleşmesi’nden haberdar değil”

Karantina günlerinin cehennem gibi geçtiği söyleyen Ender yaşadığı tüm süreçle ilgili de şunları söylüyor: “Ben trans kadın kimliğimin arkasındayım. Devlet bana yeni bir kimlik verdi. Ben İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeye karar verdim. Türkiye hukuku İstanbul Sözleşmesi’nden haberdar değil. Bu sözleşme imzalandığı halde devlet sözleşmenin gereğini yerine getirmiyor. Kadına ve trans kadına şiddet uygulanamaz, 6284 sayılı kanunun uygulanması gerekiyor artık. Bu cezasızlık hali beni hem yıprattı hem de direnmek için bana güç verdi. Sadece kendim için değil bütün kadınların özgürlüğü için sesimi çıkarıyor, mücadele ediyorum.”

Kaynak: Medyascope